Azap Gölü Tehlikede !

0
376

Azap Gölü, İstilacı Balıklar yüzünden yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.

İçinde çok farklı kuş türleri ve zengin bitki – hayvan çeşitliliğini barındıran Azap Gölü yakında olacak. Bu iddianın sahibi Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) bilim danışmanı Erol Kesici.

Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi Erol Kesici, yaptığı araştırmalar ve gözlemleri sonucunda, İstilacı Balıkların Azap Gölü’ndeki yaban hayatını bitirme noktasına geldiğini yazdı.

YABAN’a gönderdiği e-maille bu araştırmayı ve nedenleri ile nasıl bu sonuca nasıl ulaştığını Öğretim Üyesi Erol Kesici’nin açıklaması işte şöyle;

Beşparmak Dağları’nın eteklerinde yer alan Azap Gölü(Aydın), farklı özelliklerdeki zengin bitki-hayvan çeşitliliği ile Sakar Meke, Bahri, Küçük Batağan, Yeşilbaş, Küçük Akbalıkçıl Küçük Karabatak,Tepeli Pelikan ve Angıt gibi çok sayıda kuşa barınma, beslenme, kuluçka imkanı sağlamakta, kuş göçlerinde konaklayan ve kışlayan kuşlar için cazip bir ortam oluşturmaktadır. Azap Gölü, Saz Kedisi, Akkuyruklu kartal gibi çok önemli canlı türlerinin bulunduğu sucul canlıların yaşadığı zengin bir ekosistem barındırması nedeniyle bilhassa kış aylarında yerli-yabancı çok sayıda kuş gözlemcisinin cazibe alanını olmaktadır.

2007 yılında Azap Gölü’nde, Lepomis gibbosus (Güneş Balığı) tespit edildi. Bu tür istilacı ve ekolojik yapıyı tahrip eden tehlikeli bir balıktır. Azap Gölü 2007 yılında tamamına yakını kurudu ve 2008’de tekrar su tutmuştu. O zamandan günümüze kadar da gölde güneş balığına rastlanmadı

2011 yılında ise Azap Gölü’nde ilk kez Carassius gibelio (Gümüşi Havuz Balığı- İsrail Sazanı) tespit edilmiş ve bu türün de istilacı ve biyolojik çeşitliliği yok eden tehlikeli bir balık türü olduğu yetkililere bildirilmişti

Son yıllarda yoğun yağmurlarla ve barajlardan salınan sular B.Menderesi taşırarak, Avlan Gölü’ndeki su seviyesinde de büyük oranda artış meydana gelmesine neden olmuştur. Ağustos ve Eylül aylarında ki araştırmalarımızda Azap Gölü’nde tükendiği sanılan Lepomis gibbosus (Güneş Balığı), eğer balıklandırma amaçlı göle girmediyse, büyük bir olasılıkla taşkın sularıyla tekrar Azap’a girerek çoğaldığını ve türün gölde canlı çeşitliliğinin geleceğini tehdit edebileceğini belirtti.Azap Gölü’nün de yer aldığı sulak alanlara balıklandırma amaçlı çok sayıda balık bırakılması, göllerin balıklandırılması bilimsel verilere dayandırılan ve doğayı tahrip etmeyen çalışmalar olmasına büyük özen gösterilmelidir. Doğal alanlarımızda büyük oranda balık üretimi kapasitesi olmasına rağmen; ekonomik nedenler öne sürülerek yapılan balıklandırma ve diğer çevresel müdahalelerden dolayı sulak alanlarımızın doğal özellikleri ve sürekli olacak olan verimliliği giderek azalmıştır.

Öğretim görevlisi Erol Kesici’nin üzerinde önemle durduğu diğer noktalar ise şöyle ;

* Geçtiğimiz yıllarda birçok göllerimizde tahribatları yaşanan, canlıların yaşam alanlarının biyolojik çeşitliliğini yok eden, hata olarak kabul edilen egzotik (istilacı) balık türleri göllere asla bırakılmamalı

* Yöre halkının da bilinçlendirilerek, yaban hayatını yok eden, bu istilacı ve yok edici balık türlerin bulunduğu tüm sularda alarm verilerek, gece–gündüz avlanma yoluyla balıkların yok edilmeleri gerekmektedir.

* Bu tür balıkların dere, çay ve nehirlerle göllere taşınması da mutlaka engellenmelidir. Nereye-neyi-neden-niçin yapacağımız akılcı ve bilimsel yöntemlerle araştırılarak, doğa katledilmeden yapılmalıdır. Birçok ülkede bu tür istilacı balıkların bir yerden başka bir yere taşınması, yem balığı olarak kullanılması- satılması yasaklanmış olup, bu konuda cezai yaptırımlar da getirilmiştir.

* Göllerin ekolojik değerleri yerine, ekonomik değerlerini öne çıkararak; göllerde balık varsa, o göl verimlidir ve o gölde sorun yoktur bakış açısıyla son yirmi yıldır sularımızda başlatılan balıklandırma çalışmaları, göllerin doğal orijinli balıkları, börtü-böceği yok oldukça, göldeki besin zinciri ve biyolojik çeşitlilik azalınca yaşamımızın olmazsa olmazı yaban hayatı yok olmaya başlayacaktır. Lütfen dikkat, doğal alanlarımıza, “yöre halkı istedi diye” bakışıyla, sonuçları yaşanarak görülen ve ağır bedellere mal olan müdahaleler yapılmamalıdır.

Kaynak;Yabantv