Tavşan Avı

TAVŞAN

Latince: Lepus europeaus İ- Brown hare A- Feldhase F- Lievre brun

Tavşanların belirgin dış görünüş özellikleri uzun kulaklar, kısa ve kalın kuyruk ve uzun arka ayaklardır. Tavşan cinsinin dünya üzerinde 12 türü vardır. Avrupa’da Asya’da ve Ül­kemizde yayılış gösteren tür Lepus Europaeus’tur. Yurdumuzun her tarafında tavşana rastlanır.

DIŞ GÖRÜNÜŞÜ VE ÖZELLİKLERİ

Dış görünüşü coğrafi bölgelere göre ve yaşama ortamlarına göre renkleri değişmekte ise de genellikle gri boz renktedirler. Tavşan, kısa ve kalın kuyruğu, uzun arka bacakları ile karakteristik bir görünüme sahiptir. Üst dudağı ikiye bölen derince bir yarık vardır. Yarık olan üst dudak kalınca ve oynaktır. Üst dudağın üzerinde uzun sert kıllardan ibaret bıyığı ve gözünün üstünde de uzun kıllar vardır. Bu uzun kıllar dokunma vazifesi görür. Gözleri ba-şın yan tarafındadır. Bacakları uzun ve ince, tabanları tüylüdür. Arka bacakları ön bacak­lardan çok daha uzundur. Tavşanın erkeği ile dişisi arasında görünüm itibarıyla fark yok de­necek kadar azdır. Erkekler sadece dişilerden biraz daha yüksekçedir ve kuyrukları dik du­

rur. Ergin bir tavşanda boy, ortalama olarak burundan kuyruk ucuna kadar 60-70 cm. baş 12 cm. kulaklar 12-14 cm. arka ayaklar ise 15-18 cm.’dir. Ağırlık çok değişmekle beraber yetişkin gelişmiş bir tavşanda 3,5-4,5 kg.’dır.

Sakin bir otobur olan tavşan, hiçbir savunma silahı olmadığından çok sayıda etoburun avını ve gıdasını teşkil eder. En büyük savunması, uzun bacaklarına güvenerek kaçmak veya çok zorda kalınca tırmalamaktır. Hayatını idame ettirmede en büyük özelliği, kendini düşmanlardan ve çe­şitli tehlikelerden gizleyebilmesidir. Yerden yak­laşan bir tehlike sırasında, yere iyice yapışır, bü­zülür ve daha ziyade yaklaşan nesnenin çıkardığı sesi çok hassas kulakları ile takip eder. Gözleri daha ziyade kurtuluşu kaçmakta bulan hayvanla­rın, başın iki yanında yer alırlar ve geriye doğru geniş bir görüş bir görüş alanına sahiptir­ler. Daha ziyade gece faaliyette bulunduğundan gündüzcü yırtıcılardan kendini nispeten korur. Günün aydınlık saatlerini yatağında uyuyarak veya dinlenerek geçirir. Tavşanların üreme potansiyeli oldukça yüksektir. Senenin sadece soğuk kış aylarında çiftleşme ve üre­me kesintiye uğrar. Sıcak mıntıkalarda üreme kesintisiz devam eder. Genellikle aralık ayın-dan şubata kadar üreme faaliyeti durur. Çiftleşen dişilerin gebelik süresi 42 gündür. Olgun dişiler müsait iklim şartlarında yılda 4 defa yavru yaparlar. Genelde iyi geçen yıllarda bir çift tavşan 8-15 yavru yapar. Tavşan yavruları oldukça gelişmiş halde doğarlar. Tavşanla-rın ömrü 7-8 yıldır.

ADA TAVŞANI

 

Latince: Oryctolagus cuniculus İ- Rabbit A- Wildcaninchen F- Lapin de garenne

Tavşandan daha küçüktür. Rengi esmerimsi gri, boyun ve sırt kısmı sarımtrak pas rengi, gözünün etrafı açık, karın altı ve bacaklarının içi beyazdır. Kuyruğunun üstü siyahtır. Arka bacakları önlere nazaran daha uzundur. Kulakları başından daha kısadır, kenarları dar siyah bir şeritle çevrilidir.

Kumlu, bazen hafif killi, genellikle kurak ve tepecikli arazilerde yaşar. Ağır topraklı, rutubetli alçak yerlerden hoşlanmaz.

Genellikle alaca karanlıkta hareketlidir. Fakat gece ve gündüz de dolaştığı görülür. Bir erkek, bir kaç dişi yavrularından oluşan aileler bir arada koloniler halinde yaşarlar. Her ailenin bir yaşama alanı vardır. İnlerini kumlu hafif topraklarda açarlar. İnleri derindir.

Birçok dehlizi ve birkaç giriş çıkış deliği bulunur. İnlerin deliklerini sık çalılıkların diplerine açarlar. Sıçrayarak hareket ederler. Hareketleri tavşan kadar süratli değildir. Üremeleri çok hızlıdır. Dişiler ilkbahardan sanbahara kadar 5 haftada bir çiftleşir ve gebe kalırlar. Gebelik süreleri 30 gündür. Bir seferde 5-10 tane tüysüz yavru doğururlar. Yavrular 6 ayda erginleşirler. Ortalama 3-10 yıl yaşarlar. Gıdasını taze otlar, meyveler ve kökler oluşturur. Yaşadığı alanlarda sayıları aşırı decede arttığı takdirde çevreye çok zarar verebilirler.

NERELERDE BULUNUR

Yurdumuzda Marmara, Avşa, Ekinlik Paşalimanı, Sedefadası adalarında bulunur. Buralara çok eski tarihlerde yerleştiği sanılmaktadır. Trakya ve Anadolu’da bulunmaz.

Yurdumuz dışında esas yayılışı İspanya, Güney Fransa, Kezay-Batı Afrika ve Akdeniz adalarıdır. Buradan İngiltere ve Orta Avrupa ülkelerine yayılmıştır. İtalya ve İsviçre’nin büyük bir bölümünde, bazı adaları hariç Yunanistan’da, İskandinav ülkelerinde bulunmaz. Yeni Zelenda, bazı Güney Amerika ülkeleri ve Avustralya’ya sonradan yerleştirilmiştir.

TAVŞAN AVI

 

Tavşana genellikle keklik meralarında rastlar, ya köpeğimizin fermasında veya köpeği-miz yoksa attığımız taşla, çalıdan fırlatır avlarız. Özellikle tavşan avının da çeşitleri vardır. Belli başlı tavşan avı çeşitlerini de şöyle sıralayabiliriz:

1. Ferma köpeğiyle arama avı

2. Kopoyla tavşan avı

3. Tazıyla tavşan avı

4. Bek avı veya önezi avı

5. Tarama avı

6. İz avı

FERMA KÖPEĞİYLE ARAMA AVI

Ferma köpeklerle yapılan zevkli bir avdır. Yukarda belirtildiği gibi genellikle keklik ve çil avı ile birlikte yapılır. Ancak sadece tavşan aranacaksa, hava şartları, bilhassa gecenin nasıl geçtiği, rüzgâr durumu gözönünde tutulur. Hava poyraz ve rüzgârlı ise, Güney yamaç­lardaki dereciklerde, tabandan ziyade sırta yakın yerlerdeki fundalıklar, kuytu taşlıklar ara-nır. Lodos havalarda tavşanı Kuzey bölgelerinde tabana yakın oyuntular ve yarıntılar kena-rında aramak mümkündür. Sakin ve kuru ayazlı geçen gecelerde tavşan sırtlarda herhangi bir yerde yataklanır.

Tavşan, köpeğin fermasında genellikle fazla sabredemez. Hele avcının da köpeğe yak­laşması üzerine fırlar. Tavşan fırlar fırlamaz köpek de çok zaman arkasından atılacağı için hemen ateş etmek tehlikelidir. Köpeği de vurmak veya yaralamak ihtimali vardır. Tavşanın zikzaklarını yapıp bir istikamete yönelmesini beklemek, 15-20 metre uzaklaştıktan sonra, tabiatıyla arazi yapısı müsait ise, atış yapmak uygundur.

Köpek olmadığı zamanlarda, çalılar taşlanır, ses çıkartılarak tavşanı ürküterek kaçma­sı sağlanır. Arama avında yavaş hareket etmek, zaman zaman duraklamak faydalıdır. Tav­şan, hizasına gelen avcıyı genellikle bir miktar geçirdikten sonra ters istikamete kaçmayı dener. Böyle hallerde tüfeği aniden omuzlayıp ateş etmede ufak bir dikkatsizlik, sağında veya solundaki arkadaşa saçma değdirmeye sebep olur. Bu sebeple çalı, dikenlik gibi, di­binde tavşan yatabileceği tahmin edilen yerlere, fırlayan tavşan ileri kaçacak şekilde ya-naşmalıdır.

Kopoylar özellikle tavşan avı için yetiştirilen av köpekleridir. Polonya ve Balkan men­şeli olan bu köpekler, yurdumuza tahminen 90-100 yıl önce getirilmişlerdir. Bu köpekler yerde iz sürerek, yani toprakta izle kalan avın kokusunu takip ederek, avı yatağında bulan kaldırıp kovalayan ve avcının önüne süren köpeklerdir. Yaban domuzu, geyik, karaca hat-ta çakal, tilki avlarında da kullanılırlar. Tavşana alıştırılan köpekler tavşanın izini bulur. Bu izi takiple yatağından tavşanı kaldırır ve kovar. Kopoyla tavşan avı da oldukça zevklidir. Sabahın erken saatinde köpekler meraya salınır. Bir tavşan izini bulan köpek kesik kesik fasılalı havlamaya başlar. Buna köpek “oynak izinde” denir. Havlamalar zaman zaman kesilir, zaman zaman duyulur. Köpek, izi doğrultusunda yatak izine doğru gider. Yatak izin­de kopay daha sık ses verir ve tavşanı yatağından fırlatınca değişik bir tonda, adeta bir yerine taş yemişcesine bağırmaya başlar. Bunun için “tavşan vaveylayı kopardı” tabi­ri kullanılır. Tavşan peşinde aynı tonda ve aynı fasılalarla havlayarak takip eder. Tavşan da peşinden gelen kopaydan kurtulmak için yana ileriye uzun sıçrayışlar yapar. Hatta ba-zen köpeği geçirerek ters istikamete dönebilir. Böyle hallerde, köpeğin sesi bir ara kesi­lir, oynak izinde gibi kesik kesik aralıklı havlar. Bu arada izi kaybettiği yerde daireler çizer veya eski izi bularak iz tazeler. Tavşanın izini tekrar bulunca yine takibe koyulur ve aralık-sız havlamaları devam eder. Kopoyla tavşan avında çok zaman, köpekleri bir yardımcı zin­cirleriyle götürür ve vadilerde yamaçların dibinde bırakırlar, avcılar ise sırtı takip ederler. Tavşanı bulup kaldıran köpek vaveylayı basınca avcılar sırtta tavşanın geçeceği münasip geçitleri tutar ve geçen tavşana atış yaparlar. Kalkan tavşan vurulamazsa veya tüfek atı-lamazsa, köpek tavşanı kovar ve tavşan bir daire çizerek ilk kalktığı yerin yakınından ge­çer. Bu sebeple çok yakın ve süratli izleyen köpeklerin önündeki tavşan uzak mesafelere kaçar. Bu bakımdan kopoy avında ağır, fakat izi şaşmadan kovan köpek makbuldür. Böyle köpeğin önünde kaçan tavşan zaman zaman durur, gelen köpeğin sesini dinler, çok sürat­li kaçmaz ve daha yakın mesafeden döner. Bu sebeple tavşanı avlamak daha kolaylaşmış olur. Usta köpekler bazen tavşan izini saatlerce kovabilir. Bu arada pusan tavşanı tekrar bulup kaldırırlar. Tavşanı kovan köpekler tavşanın vurulduğu yere gelince seslerini keser, kan bulaşan yerleri koklarlar ve ekseri yatarak keyiften yuvarlanırlar. Hatta sabah ava çı-karken köpek yere yatıp yuvarlanırsa, o gün avın bereketli geçeceğine dair bir inanış da vardır. Bazı avcılar arasında tavşan vurulunca, tavşanın saatlerce kovup avcının önüne ge­tiren kopoya tavşanın başını veya iç organlarından birini vermek böylece köpeği mükâfat­landırmak adettendir. Ancak bağırsaklarını vermemek gerekir. Çeşitli parazitler bu vesile ile köpeğe bulaşabilir.

TAZIYLA TAVŞAN AVI

Tazılar uzun bacaklı, narin yapılı çok süratli koşan ve kuvvetli bir çeneye sahip av kö­pekleridir. Genellikle tavşan gibi kaçan avları yakalamakta kullanılır. Tazılar daha ziyade düz alanlarda, az engebeli, ağaç ve çalı toplulukları bulunmayan arazilerde av yapabilirler. Yurdumuzda İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu’nun bir bölümü, Güney’de Çukurova ve civarında beslenir. Buralarda tazı avı yapılır. Tazıyla taşvan avına, iyi koşan atlarla gidilir. Aynı zamanda binicilik sporu da bu vesile ile yapılabilir.

Tavşanı kaldıran tazı, süratle tavşanı kovalar ve yakalar. Tavşan bu arada zikzaklar sert dönüşler yaparak kurtulmaya çalışır. Avcılar da kovan tazıyı atla takip ederler ve yakaladı-ğı tavşanı alırlar. İran ve Orta Asya’da tazı avı çok gelişmiştir. Yurdumuzda yer yer iyi cins tazılara raslanmakta ise de yavaş yavaş saf kan tazı cinsleri yok olmaktadır. Tazı avına me­raklı olanlar için güzel görünüşlü ve güzel güzel koşan tazılar büyük değer ifade eder.

BEK AVI VEYA ÖNEZİ AVI

Bu av türü sabahın erken saatleriyle, akşamın geç saatlerinde, tavşanların gelip geçti-ği yerlerde beklemekle yapılan bir av şeklidir. Bek avında sonuç alabilmek için, tavşanla-rın yatak ve oynak yerlerini, geçitlerini çok iyi tanımak ve bilmek gerekir. Bilhassa orman içindeki çayırlıklar, fundalık ve çalılarla çevrili alanlar ve ekili yerler, bağlar tavşanların yemlenmek için gittikleri yerlerdir. Önezi avında av süresi kısadır. Güneşin batışından ala-ca karanlık bastırasıya kadar iyice seçip beklediğimiz yerin yakınından bir tavşan geçerse avlamak mümkün olur. Sabahleyin de yatak yerlerine yakın geçitler ve patikalar beklenir. Bu süre de tan yerinin ağarmasından güneş doğuşuna kadar sürer. Sabah beki, akşam be­kinden daha verimli olur. Zira , akşamları tavşanlar oldukça geç hareket ederler. Mıntıka-yı iyi tanıyan, tavşanların yatak ve oynak yerlerini ve geçitlerini iyi bilen avcılar önezi avın-da başarılı olurlar.

TARAMA AVI

En az 5-6 avcı olmalıdır. Ülkemizde daha ziyade sadece avcılar kol teşkil ederek tara­ma avı yaparlar. Bilhassa düz ve az engebeli arazilerde, tarım alanlarında verimli olur. Av-cılar 20’şer adım mesafeyle sıralanır ve kol halinde ses çıkartarak, ağır ağır ilerler. Bura­da bilhassa aynı hizada gitmeye dikkat edilir.

Karlı havalarda tavşan izleri takip edilerek yapılan bir av türüdür. Bilhassa taze karda izleri bulmak kolaylaşır. İz avı da tecrübe ve bilgi ister. Oynak izlerini, yatak izini ayırdet-mek tecrübe ister. Birçok tecrübeli avcı karda gördüğü bir tavşan izini kolayca takip eder ve yatağını eliyle koymuş gibi bulur. Kar fazla ise tavşanın yattığı yer daha kolay buluna­bilir. Yumuşak karda tavşanın hareketi de zordur. Kara gömüldüğü için yavaş hareket eder. Ancak, karda yürürken meydana gelen kıtırtılı sesleri tavşan kolayca duyduğundan genellikle uzaktan fırlar. Karın yumuşak zamanında çalı diplerinde görülen yan yana iki sa-rımtrak delik, tavşanın (veya sansar gibi diğer bir hayvanın) teneffüs ederken meydana ge-tirdiği izdir. Bu izler de tavşanı ele verir.

ÖNEMLİ BİLGİLER

Tavşanın avında kullanılacak saçma numarası 4-5’tir. En iyi mesafesi de 25 m.’dir. 40 metreye kadar iyi bir isabet sağlanırsa da 40 m.’den sonra saçma hüzmesi çok dağılaca-ğından isabet ihtimali azalır ve isabet edecek 1-2 saçma da tavşanı ancak yaralar. Yatak­ta tavşana ateş etmek de avcılığın etik anlayışına sığmaz. Her hayvana kaçma fırsatı ve­rilmelidir.

Doğru kaçan tavşanın kulak istikametine, üstümüze gelen tavşanın ön ayakları hizası-na atış yapılmalıdır. Yan geçen tavşana ateş ederken de önelem payı verilmelidir.

Her avda olduğu gibi tavşan avında da tavşanın çeşitli özellikleri bilindiği takdirde, av­lakta arayıp bulmada ve avı vurmada başarı oranı artar.

Normal usullerle ve kanuni süreleri içinde avlandığı takdirde, yüksek üreme potansi­yeline sahip bu hayvana bütün avlaklarımızda bol bol rastlamak mümkün olacaktır.

Kamil Üçbaş. Avcının Temel Eğitim Kitabından.

(İçeriğin izinsiz kullanımı yasaktır.)